Röportaj: Mehmet Öğüt İle Sanatın İzinde


Sanatçı ve akademisyen olarak çalışmalarım, özellikle malzeme ve tekniklerin deneysel kullanımı üzerine yoğunlaşıyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde Grafik Tasarım programında öğretim görevlisi olarak görev yapıyorum ve aynı zamanda kendi sanatsal araştırmalarımı sürdürüyorum. Çalışmalarımda geleneksel ve modern teknikleri harmanlayarak, izleyiciyle daha derin bir diyalog kurmayı amaçlıyorum. Sanatta her malzemenin kendine özgü bir dili, dokusu ve hikayesi vardır. Bu sebeple eserlerimde malzeme seçimleri yaparken, onların geçmişi ve dönüştürme potansiyeli üzerine de düşünüyorum.
1. Farklı teknikler ve malzemeler kullanarak eserler üretiyorsunuz. Bu çeşitlilik, sanatsal ifadenizi nasıl etkiliyor ve izleyiciye ne tür mesajlar iletmeyi amaçlıyorsunuz?
Sanatta malzemenin kendisi bir anlatı aracıdır. Ateş, su, taş gibi doğal unsurların yanı sıra dijital ortamlar, fotoğraf ve video gibi modern teknikleri de kullanarak eserlerimi şekillendiriyorum. Bu çeşitlilik, izleyiciye farklı katmanlarda düşünme fırsatı sunuyor. Geleneksel ile modernin birlikteliği, sanatsal ifademin temelini oluşturuyor ve izleyiciyi bu sentez üzerinden sorgulamaya davet ediyor. Aynı zamanda, izleyicinin malzeme ve teknikler arasındaki ilişkiyi keşfetmesini sağlayarak, sanatın sadece görsel bir deneyim olmadığını, aynı zamanda dokunsal ve zihinsel bir süreç olduğunu da vurguluyorum. Malzemelerin kendi doğasında barındırdığı anlamları sanat pratiğimde dönüştürmek, eserlerimin izleyiciyle olan etkileşimini derinleştiriyor.
2. Doğal unsurlar ile modern materyalleri bir arada kullanmanızın ardındaki motivasyon nedir? Bu kombinasyonlar eserlerinize nasıl bir derinlik katıyor?
Sanatım, doğa ile insan yapımı arasındaki etkileşim üzerine kurulu. Taş, su, ateş gibi doğal unsurlar, zamansal bir sürekliliği temsil ederken; polaroid fotoğraf, dijital video ya da mekanik hareket gibi modern unsurlar ise dönüşüme işaret ediyor. Bu malzemelerin bir araya gelişi, sanatımın temelinde yatan zamansallık ve insan algısının dönüşümlerini gözler önüne seriyor. Doğal ve yapay olanın bir arada kullanımı, izleyiciye zamanın akışı ve insan müdahalesinin doğa üzerindeki etkisini düşündürmeye yönelik bir alan açıyor. Geleneksel yöntemlerin yanı sıra yeni teknolojilerle çalışmak, sanat pratiğimin sürekli evrim geçirmesine olanak tanıyor.
3. Kişisel sergilerinizde izleyicilerden aldığınız geri bildirimler, gelecekteki çalışmalarınızı nasıl şekillendiriyor?
Sanatçı olarak izleyiciyle kurduğum diyaloğun çok önemli olduğuna inanıyorum. Sergilerim sırasında izleyicilerin eserlerime verdiği tepkiler, yeni çalışmalarımın yönünü belirlemede etkili oluyor. Özellikle izleyicilerin sanatsal kavrayışını gözlemlemek, gelecekte hangi konulara yoğunlaşacağım konusunda bana ipuçları veriyor. Sanatın bireysel bir üretim süreci olduğu kadar kolektif bir deneyim olduğunu düşünüyorum ve bu nedenle izleyici geri dönüşleri benim için oldukça değerli. İzleyicinin eseri nasıl algıladığı, kendi deneyimleriyle nasıl ilişkilendirdiği ve onunla nasıl bir etkileşim kurduğu, sanatsal sürecimde yeni yaklaşımlar geliştirmeme katkı sağlıyor.


Mehmet Öğüt
DENGE 14, 2024
Kâğıt üzerine yakma / Pyrogravure
220x100 cm
4. Sanat kariyeriniz boyunca sizi en çok etkileyen veya ilham veren deneyim veya dönüm noktaları nelerdir?
Sanatımda en büyük dönüşümlerden biri, doğal malzemelerle çalışma fikrini benimsediğim dönem oldu. Ateş ile deneyimlediğim çalışma teknikleriyle ilgili keşfettiğim yeni yöntemler, eserlerime farklı bir boyut kazandırdı. Bunun yanı sıra, uluslararası sergilere katılımım ve farklı sanatçılarla iş birlikleri yapmam, vizyonumu genişleten deneyimler arasında. Özellikle farklı kültürlerde sanatın nasıl algılandığını gözlemlemek, kendi üretim sürecime dair yeni bakış açıları kazanmama yardımcı oldu. Çalışmalarımın farklı coğrafyalarda nasıl karşılandığını görmek, benim için sanatsal kimliğimi pekiştiren bir unsur oldu.
5. Geleneksel sanat formları ile çağdaş teknikleri birleştirirken karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir?
Geleneksel ve modern teknikleri bir araya getirmek, teknik ve kavramsal açıdan büyük bir denge gerektiriyor. Örneğin, ateşle kâğıt üzerine işler yaparken kontrol sınırlarını belirlemek ya da dijital bir eseri elle yapılmış bir parça ile uyumlu hale getirmek gibi teknik zorluklarla karşılaşıyorum. Ancak bu süreçler aynı zamanda sanatımı geliştirmem için beni motive ediyor. Sanat pratiğimi sürekli olarak sorgulamak ve geliştirmek, bana yeni keşifler yapma imkânı sağlıyor. Geleneksel ile modern arasında köprü kurarken, sanatın geçmiş ile gelecek arasındaki bağlarını yeniden inşa etmeye çalışıyorum.
6. Gelecekte hangi temalar veya teknikler üzerinde çalışmayı planlıyorsunuz?
Gelecekte de diyalog üzerine yoğunlaşan işler üretmeyi sürdüreceğim. Aynı zamanda yapay zeka destekli görsel sanatlar üzerine de araştırmalar yapıyorum. Dijital ve fiziksel ortamların birleştirildiği hibrit sanat formları, keşfetmeye devam etmek istediğim bir alan olacak. Özellikle sanat ve teknoloji arasındaki sınırları zorlamak, yeni ifade biçimleri keşfetmek açısından büyük bir potansiyel sunuyor. Gelecekte, insan-makine iş birliğini irdeleyen projelere odaklanarak, sanatın algısal ve estetik boyutlarını genişletmeyi amaçlıyorum.
Son Söz
Sanatım, dünyayı algılama biçimimizi sorgulayan bir düşünme alanı sunuyor. İzleyici ile bu düşünsel yolculuğu paylaşabilmek benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Sanat, yalnızca bireysel bir ifade biçimi değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir diyalog alanıdır. Eserlerimle bu diyalog alanını genişletmeyi ve izleyiciyi aktif bir katılımcı haline getirmeyi hedefliyorum. Röportaj fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.